Başesgioğlu: Sosyal güvenlik ertelenemez bir reform

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Aralık 2005 15:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Türk sosyal güvenlik sisteminin bir reforma ihtiyacı bulunduğunu belirterek, "Bu, ertelenemez bir reformdur. Bunu ertelemenin maliyeti gelecek kuşaklara çok daha ağır olacaktır" dedi.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü'nce düzenlenen "51. Sosyal Siyaset Konferansları", üniversitenin Beyazıt'taki Bilim ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Toplantının açılışında konuşan Bakan Başesgioğlu, Türkiye'ye sürdürülebilir, ayakları yere basan bir sosyal güvenlik sistemi kazandırmayı hedeflediklerini, bunun için hazırladıkları 3 yasa tasarısının TBMM'nin gündeminde bulunduğunu söyledi.

Başesgioğlu, sosyal güvenlik reformunun 4 ana bileşeni olduğunu ifade ederek, bunların da genel sağlık sigortası, emeklilik sigortası, sosyal yardımlar ve tek yapıyı getiren kurumsal düzenlemeler olduğunu kaydetti.

İşlerinin kolay olmadığını ancak ülke olarak bunun yapılması gerektiğini vurgulayan Başesgioğlu, Türkiye'de sosyal güvenlik olgusunun toplum hayatına girişinin eskilere dayanmadığını anlattı.

Bakan Başesgioğlu, bugünkü sosyal güvenlik sisteminin sürdürülemeyeceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun da önemli nedenleri var. Birincisi, kapsam itibariyle sosyal güvenlik sistemi ülkede yaşayan vatandaşların tamamını kapsamıyor. Bir diğeri, sosyal güvenlik sisteminin en önemli fonksiyonlarından birisi yoksulluğu gidermektir. Sosyal güvenlik sistemini sorguladığımızda, yoksulluğu giderme konusundaki performans yeterli değil. 2005 yılında 23 katrilyon lira civarında bir hazine transferi söz konusu. Bu paranın hangi sosyal kesimlere gittiğine bakıldığında, Türkiye'de yoksulluk sıralamasında 1. veya 2. sırada yer alan vatandaş kesimine tek kuruşunun gitmediğini görüyoruz. Bu sistem içinde bulunan göreceli olarak maddi durumu iyi olan vatandaşlara gitmektedir."

Murat Başesgioğlu, Türkiye'de sosyal güvenlik açığının "kara delik" olarak nitelendirildiğini, ancak bu görüşe tam olarak katılmadığını kaydederek, "Doğrudur, Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur, kendi gelirleriyle giderlerini karşılamıyor. Ama bu dünyanın her yerinde aynı. Mutlaka devlet, başka sektörlere yaptığı transferler gibi sosyal güvenlik sistemine de transfer yapmak durumdadır" dedi.

Bugünkü sosyal güvenlik sisteminin yükünü aktif sigortalı yaklaşık 12 milyon 800 bin vatandaşın çektiğini, bu insanların 7 milyon 800 bin emeklinin aylığını finanse ettiğini dile getiren Başesgioğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Türk sosyal güvenlik sisteminin bir reforma ihtiyacı vardır. Bu, ertelenemez bir reformdur. Bunu ertelemenin maliyeti gelecek kuşaklara çok daha ağır olacaktır. Sosyal güvenlik planlaması, bir gelecek planlamasıdır. Biz bugünkü yasaları çıkardığımızda, bunun yansıması 20-25 yıl sonra neticelerini verecektir. Sosyal güvenlik reformunun yapılmasını, gelecek kuşaklara borcumuz olarak görüyoruz. Elimize tutuşturulan reformu hayata geçirmenin gayretkeşliği içinde değiliz. Zaman zaman işte 'bunu IMF dayatıyor' şeklinde söylemler oluyor. Bu doğru değil. Bu işe biz 3 yıl önce başladık. O zaman ne IMF vardı, ne stand-by vardı. Hükümetin acil eylem planında olan bir konuydu."

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Başesgioğlu, yeni yılın ilk aylarında tasarıyı Meclis'ten geçirmeyi hedeflediklerini bildirdi.

Başesgioğlu, "düzenlemelerle emekli maaşlarında bir düşüş olup olmayacağına" ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

"Emekli maaşlarını 3 kategoride belirlemek lazım. Şu anda emekli aylığı alan vatandaşlarımızda, bu yasanın yürürlüğe girmesiyle herhangi bir emekli aylığı düşüşü söz konusu olmayacak. Bu yasa yürürlüğe girinceye kadar emekliliğini hak etmiş, ama çalışmak isteyen vatandaşlar için de, herhangi emekli aylığı düşmesi söz konusu değil. Yasa yürürlüğe girdikten sonra şöyle bir uygulama olacak; Şu anda emekli aylığı bağlama oranı var. Bu emekli Sandığı'nda yüzde 3, diğerlerinde 2.6'dır. Bu tasarılarda biz 2015 yılına kadar yıllık oranları 2.5 olarak düşünüyoruz. Bu oranlarda cüzi bir düşüş var. Ancak bu, satın alma gücünün düşmesi anlamına gelmiyor.

Emeklilik sistemini kökten değiştiriyoruz. Özellikle memurlar açısından kendilerine yapılan ödemelerden emeklilik ödeneği kesilmiyor. Ama yeni sistemde emeklilik ödeneği kesilecek. Dolayısıyla onlar adına hesaplarında büyük bir birikim olacak. O birikim, emekli aylığı bağlanması konusunda kendileri açısından bir avantaj."

Bakan Başesgioğlu, azalmanın ne kadar olacağına ilişkin soru üzerine de, "Oransal olarak yüzde 1.5 gibi bir eksi oluyor. Cüzi bir düşüş. Bu, herkesin derecesi ve kademesine göre değişiyor" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber